25 Ekim 2012 Perşembe

Bu Tatil En Güzel Nasıl Değerlendirilir?

 Kurban Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın birleşmesiyle tam tamına altı günlük kocaman bir tatile girmiş bulunuyoruz. Bu tatilin bir günü çoktan uçtu gitti bile. Geri kalan şu beş güzel sonbahar gününü en iyi şekilde nasıl değerlendirebiliriz onlara bir bakalım.

 Kimimiz çoktan Güney kıyılarına inmiş güneşin, denizin ve huzurun tadını çıkarıyor. Bir kısmımız kurban telaşı ve bayram ziyaretleriyle aile yanında. Bir de benim gibi ailesinden uzakta tek başına bayram geçirenler var. Benim gibiler için huzur, sıcak bir kahveyle ya da çayla hafif müzik eşliğinde okunan kitabın arasında, belki kafa karıştırıcı bir filmde ya da uzun zamandır dolapta bekleyen deri ceketi giyip yağmur altında yapılan küçük seyahatlerde. Bana huzur hep sonbaharda şehre uğrar gibi gelir ve o kaçmasın diye gürültüden patırtıdan uzak sakin bir sonbahar geçirmemiz gerek diye düşünürüm. Bundan dolayı tatilde huzur şehri terk etmesin diye daha sakin şeyler yapma taraftarıyım...

 Bu kapalı havada yapılacak en keyifli ve güzel şeylerden birincisi film izlemek. Vizyonda olan filmlerden bir kaçına göz gezdirdim ve  dikkatimi çeken birkaç film oldu. Bunlardan birincisi 5 Ekim'de vizyona giren İngiltere ve İrlanda ortak yapımı ''Shadow Dancer''. Yönetmenliğini ''Teldeki Adam'' filmiyle En İyi Belgesel Oscar'ına layık görülen James Marsh'ın yaptığı, başrollerinde Clive Owen, Andrea Riseborough ve Gillian Anderson'un yer aldığı film IMDB'den 7 puan almış.Filmimizin özeti şöyle: Başkahraman Collette, Londra'da bir bomba girişiminde bulunuyor ancak yarım kalan eylemi sonrasında MI5 subayı Mac tarafından yakalanıyor. Mac'ın sorgulaması son derece ağır geçiyor ve Mac ona muhbirlik yapmayı teklif ediyor. Colette'in muhbirlik yapmayı kabul etmediği takdirde hapse gireceğini söylüyor bunun üzerine hasta oğlunu düşünen Colette, onun güven içerisinde sağlıklı bir şekilde yaşaması için Mac'ın teklifini kabul edecek İngiliz istihbaratına casusluk yapmayı kabul ediyor. Mac, söz verdiği üzere Colette'nin can güvenliğini sağlıyor fakat bu zannedildiği kadar kolay olmuyor. Filmin hikâyesi çok farklı sayılmasa da bence ilgi çekici ve izlenilmeye değer bir psikolojik gerilim gibi görünüyor ben izleyeceğim siz de bana eşlik etmelisiniz bence. Hepimize şimdiden iyi seyirler. 

 Diğer bir önerim ise tam bu havalarda okunacak bir yazar Murathan Mungan. Kendisini uzun zamanlardır bilirim, duyarım ve okurum ama geçen sene daha iyi tanıma ve öykülerini inceleme şerefine eriştim. Ve kendisini okurken sonsuz bir keyif aldım. Bu tatilde okunacak kitap listemin başında ''Kırk Oda'' var. Kırk Oda, küçük dokuz öyküden oluşan 162 sayfalık sevimli bir öykü kitabı. Her zamanki Murathan Mungan detaycılığını, güzel betimlemelerini ve içtenliğini görebiliyoruz her sayfasında. ''İnsanlar fazla kilolarını atmak için yollar boyu koşuyorlar, sağlıklı ve zinde kalmaya özen gösteriyorlar. Koşanlardan birkaçı kalp durmasından ölüyor; ama hayat yine de yollarda koşarak sürüyor.'' Murathan Mungan'da en çok olaylara farklı yönden bakmasını ve bu örnekte de bana dedirttiği gibi ''adam nasıl bağlamış be!'' dedirten tarzını seviyorum. Ben okurken çok keyif alıyorum umarım sizde alırsınız. 


 Ve bayram tatilinin son önerisi olarak kitabımızı okurken ya da çayımızdan bir yudum alırken daha fazla keyif almamızı sağlayacak olan müzikler. Benim iki-üç gündür dinlemekten çok keyif aldığım 2010 yılında çıkmış olan ''Asa'nın Beautiful İmperfection'' albümü gerçekten tam huzur bulmalık bir albüm. Siz kitabınızı okurken size en iyi şekilde eşlik edeceğine eminim. 

 Bol huzurlu, okumalı-yazmalı tatiller dilerim. Öpücük öpücük...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder